Fakirler düşünsün…!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014-2023 yılları içerisindeki seçimlerde oy oranı nerede ise aynı.
Ekonomi kötü olduğunda da aynı, iyi olduğunda da aynı…
En sabit seçmenini iki ana grup içerisinde görüyoruz:
1-Alt gelir grubu
2-Üst yaş grubu
Alt gelir grubu aynı zamanda alt eğitim grubunu da oluşturuyor. Üst yaş grubu ise aynı zamanda emekli kesimini…
2002-2016 yıllarını anlarız… Çünkü başta asgari ücret olmak üzere alt gruplarının gelirleri çok ciddi şekilde artırıldı. Mesela bugün asgari ücret açlık sınırı seviyesinde belirleniyor (ilk başlangıçlar) Oysa 2002 ve öncesinde asgari ücret yaklaşık olarak açlık sınırının yarısı seviyesindeydi. Yani bugün asgari ücret eski yıllara bakacak olursak yaklaşık olarak 9 bin lira olacaktı.
Benzer uygulamalar ilk memur maaşlarında da yapıldı. Böylece mesleğe giren ilke memur ile son memur arasındaki maaş farkı epey kapatıldı.
Ben buna taban sınıfı yükseltme projesi diyorum.
Alt gelir grupları yükselirken orta gelir grupları çökertildi. Böylece toplumda cehalet cesareti inanılmaz yükselerek “artık doktor dövebilecek” seviyelere bile ulaştı. İyi doktorlara da “giderlerse gitsinler” diyebildik.
Ve deniz bitti…
Özellikle 2021 ila alt gelir grupları adeta çökertildi. 2020’den 2022 yılına ortalama hanehalkı geliri yüzde 119 artış gösterdi. Ama en alt yüzde 35’lik kesimin gelir artışı yüzde 88,3’de kaldı. Oysa aynı dönemde en zengin yüzde 5’lik kesimin gelir artışı yüzde 155,5’e ulaşmıştı.
ZENGİN TÜKETİYOR
Yazının girişindeki bu yazıları şimdi yazacaklarıma hazırlık olarak ele aldım.
Fakir 2014’de başlayan fakirleşmesine özellikle NASS.. politikası ile yeni bir ivme kattı. Pastayı zenginler götürürken fakirler kuru soğan yiyip reislerini yedirmediler.
Ve iş geldi çattı fatura ödemeye…
Dün Ticaret Bakanlığı mayıs ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre tüketim malı ithalatı aylık bazda rekor kırarak 4,9 milyar doları aştı. Böylece yıllık tüketim malı ithalatı 51,7 milyar dolara ulaşarak son 1 yılda 14 milyar dolarlık artış yaşadı.
Bakın bu ne anlama geliyor ifade edeyim: Öyle bir kesim var ki ne faize bakıyor ne de fiyata… ‘Pat’ diye almak istediğini alıyor.
Kredi faizleri yüzde 70’lere ulaşmasına rağmen tüketim malı ithalatı rekor kırmaya devam ediyor. Mesela otomotiv ithalatı bile hız kesmiyor. Hala ayda 2,8 milyar dolarlık oto ithalatı yapıyoruz.
Ama bir şey olacak…
Mesela haziran ayı ile emekli maaşlarına zam oranı belli olacak. Ama tam da bu enflasyon zammını veremezler.
Çünkü o zamlı maaşları ödeyecek çalışanların maaşı artmıyor.
Biliyorsunuz ki, emekli maaşını çalışanlar öderler. Asgari ücrete zam yapılmadan nasıl olacak?
Muhtemelen emekliye de memura da gerçekleşen enflasyon yerine beklenen enflasyon hesabı sunulacak. Ardından da emeklilerde bu zamlar sadece kök maaşlara yansıtılacak. Böylece milyonlarca emekli sıfır zamla karşı karşıya kalacak.
✯✯✯
Hükûmet talebi kesmek zorunda ama kesmeye gözünü kestirdiği kesim maalesef en alt gelir grubu…
Hani yukarıda değindiğim 2 grup… Alt eğitim ve üst yaş grubu… Tam da Erdoğan’ın oy deposu olan kesim.
Bakalım ne olacak demeyeceğim, çünkü bu iki kesim büyük bir şok yaşamasına rağmen mesela 2023 seçimlerinde tepki vermediler. Zaten şu anda ödedikleri fatura da bu tepkisizlik faturası oluyor.
Erdoğan’da haklı… Porsiyonları küçültün, 3 öğünü 2 öğüne düşürün önerileri iş yapmış ve fakirlik üzerinden bile oy devşirebilmişti. Neden zenginlik versin ki!
Ama bu kesimleri canlı ve bağlı tutmanın tek yolu var: Vatan-Millet; Din-İman söylemleri.
Hakkari’de olanlar tam da bunun için… Zam ayı gelmeden topluma sermayesi bedava satış yapılması gerekiyor.
Kur soğan yiyin ama bizi yedirmeyin söylemi için yeni kartlar hazırlandı ve piyasa sürüldü…
Yaşasın fakirlik…